Pazartesi, Ekim 20, 2025
REKLAM ALANI
Google search engine
Ana SayfaGenelAkıl Oyunları | Ferhat Çalapkulu

Akıl Oyunları | Ferhat Çalapkulu

Yayınladığım 250 dergi ve kitapla, insanlık tarihinden yaklaşık 2140 yıl, yani 30.5 insan ömrü kadar zaman “çaldım”. Bu kulağa korkunç bir suç gibi gelse de, bu eylemin arkasında aslında bir “Robin Hood” felsefesi yatıyor. Akıl oyunları, genellikle “boş iş” olarak görülse de, aslında gelecekte karşılaşacağımız karmaşık problemler için zihnimizi bileyen en değerli araçlardır.

“Zaman Hırsızlığı” mı, Yoksa Bir Yatırım mı?

Günümüzde eğitim sistemi, çocukları genellikle testlerde çıkacak soruları ezberlemeye yönlendiriyor. Matematiğin veya bilimin eğlenceli, düşündüren yönü göz ardı ediliyor. Veliler, çocuklarının “faydalı” olanı öğrenmesini istiyor; ancak asıl faydalı olan, ezberlenmiş bilgiler değil, o bilgiyi kullanma ve problem çözme yeteneğidir.

İşte akıl oyunları burada devreye giriyor. Bizim yaptığımız şey, insanların gereksiz veya boş zamanlarını alıp, onlara ileride dar zamanlarında daha hızlı ve etkin çözüm üretebilmeleri için yeteneklerini geliştirme fırsatı sunmaktır. Yani, boş zamanlarınızı çalıp, size problem çözme becerisi olarak geri veriyoruz. Bu, özellikle erken yaşlarda yapıldığında, çocukların düşünme biçimlerini ve davranış modellerini kalıcı olarak şekillendiriyor.

Sudoku’dan Hayat Derslerine: Problem Çözme Sanatı

Gizli silahlarımızdan biri, pek çoğumuzun bildiği Sudoku. Sudoku, ilk bakışta sayılarla ilgili bir oyun gibi görünse de aslında tamamen mantıkla ilgilidir. Sayılar yerine harfler veya şekiller de kullanabilirsiniz. Sudoku ve benzeri akıl oyunları, bize hayatın her alanında kullanabileceğimiz temel problem çözme adımlarını öğretir:

  1. İstemek: Bir problemi çözmenin ilk adımı, onu çözmeyi gerçekten istemektir.
  2. Anlamak: Problemi ve size verilenleri tam olarak kavramanız gerekir.
  3. Farklı Bakış Açıları Geliştirmek: Bazen probleme tersten bakmak veya onu daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırmak çözümü kolaylaştırır.
  4. Rastgele Denememek: Bir Sudoku’yu ilk boş kareye rastgele bir sayı yazarak çözmeye çalışmazsınız. Ne yazık ki gerçek hayatta problemler genellikle bu şekilde, yani yeterince düşünülmeden çözülmeye çalışılır.

Amacımız; düşünen, sorgulayan ve çözüm üreten bir nesil yetiştirmektir.

Düşünerek Hareket Etmenin Gücü

Düşünerek hareket etmenin ne kadar kritik olduğunu gösteren iki çarpıcı örnek var:

  • Görme Engelliler İçin Sarı Yollar: Bu, görme engellilerin yollarını bulmasını sağlayan harika bir icattır. Ancak bu kadar dahice düşünülmüş bir sistemi, hiç düşünmeden uygulayan birisi, o yolu doğrudan bir direğe çıkarabilir. Düşünerek yapılmış bir çalışma, düşüncesiz bir uygulama ile felakete dönüşebilir.
  • Eksik Satranç Tahtası Problemi: 64 karelik bir satranç tahtasının karşılıklı iki köşesini (iki beyaz veya iki siyah kareyi) çıkardığımızı düşünelim. Elimizde 62 kare kalır. Soru şu: Bu 62 karelik alanı, her biri 2 kare kaplayan 31 domino taşıyla tamamen kaplayabilir miyiz?
    • Düşünmeden Çözüm (Acemi Yöntemi): Domino taşlarını rastgele yerleştirmeye başlarsınız. 30 taşı yerleştirirsiniz ama sonuncusu bir türlü sığmaz. Defalarca deneseniz de sonuç değişmez ve zaman kaybedersiniz.
    • Düşünerek Çözüm (Usta Yöntemi): Probleme farklı bir açıdan bakalım. Her domino taşı, bir siyah ve bir beyaz kareyi kaplamak zorundadır. Satranç tahtasından çıkardığımız iki köşe karesi aynı renktedir (örneğin ikisi de beyaz). Bu durumda tahtada 32 siyah kareye karşılık 30 beyaz kare kalır. Elimizdeki domino taşları eşit sayıda siyah ve beyaz kare kapatmak zorunda olduğu için, bu tahtayı kaplamak matematiksel olarak imkansızdır. İşte düşünmek, bizi saatlerce sürebilecek bir deneme yanılma sürecinden saniyeler içinde kurtarır.

Düşünmeyi bir alışkanlık haline getirebilirsek, hayatımızı zorlaştıran birçok problemi daha en başından engelleyebilir veya kolayca çözebiliriz.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments