Gayrimenkul Liderleri

Bir Sehir Efsanesi: Egitim | Aytaç AÇIKALIN

Eğitimin, toplumun tüm sorunlarını çözecek sihirli bir değnek olduğuna inanırız. Peki ya eğitim, bize anlatıldığı gibi masum bir kurtarıcı değil de, kapitalizmin kurallarına göre işleyen bir “şehir efsanesi” ise? Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, eğitimin temel varsayımlarını sorgulayarak bu efsanenin perdelerini aralıyor.

Efsane 1: Eğitim İnsanı Mutlu Eder mi?

Eğitimin en temel hedeflerinden biri “mutlu bireyler yetiştirmek” olarak tanımlanır. Ancak istatistikler bu efsaneyle çelişiyor. Türkiye’de eğitim düzeyi en yüksek iller (Antalya, İzmir vb.) ile en mutlu iller (Sinop, Afyon vb.) arasında neredeyse hiçbir ilişki yok.

Okulun kendisi de öğrenciler için bir mutluluk kaynağı gibi görünmüyor. 7. sınıftaki bir öğrencinin “Okul sevilir mi hiç?” tepkisi, bu durumu özetliyor. Öyleyse, umudumuzu bağladığımız eğitim, mutluluğu gerçekten getiriyor mu, yoksa bu sadece bir varsayım mı?

Efsane 2: Okul Sütü ve Üniformalar Gerçekten Çocuklar İçin mi?

Eğitim sistemindeki bazı uygulamalar, çocukların iyiliği için yapılıyormuş gibi sunulsa da, arkasında genellikle ekonomik nedenler yatar.

Efsane 3: Okul Servisleri ve “Kaptan” Yöneticiler

Her çocuğun kendi mahallesindeki okula gitmesi, okul servisi sektörünü çökertecek bir “korkudur”. Bugün milyonlarca çocuk, mahalle arkadaşı yerine “servis arkadaşı” ediniyor ve haftada 5 saat gördüğü Türkçe öğretmeninden daha çok, 10 saat boyunca servis şoförünün “dersini” görüyor. Bu durum, eğitimin nasıl ekonomik bir alan haline geldiğinin en net göstergesidir.

Yönetim anlayışı da bu efsanenin bir parçasıdır. Eskiden gemisini fırtınalardan kurtaran “kaptan” tipli yöneticiler idealize edilirdi. Ancak bu tip yöneticiler eğitimi hep karaya oturttu. Açıkalın’a göre günümüz eğitim yöneticileri, değişen dalgalara göre sürekli yön değiştiren “sörfçüler” gibidir. Bu sürekli değişim, planlı bir ilerlemeden çok, günü kurtarmaya yönelik bir çabadır.

Sonuç olarak Açıkalın, şu çarpıcı tespiti yapıyor: Eğitim, kapitalizmin can fanusu altında sürdürülen bir şehir efsanesidir. Ne üreteceğimizi, nasıl öğreteceğimizi ve kimin öğreteceğini bize kapitalizm dikte ediyor. Bu efsaneyi sorgulamak, daha gerçekçi ve anlamlı bir eğitim sistemine ulaşmanın ilk adımıdır.

Exit mobile version