Milli triatlon sporcusu ve bir Iron Man olan Bahar Saygılı, demir gibi bir iradenin ve sarsılmaz bir tutkunun, fiziksel sınırların ne kadar ötesine geçebileceğini kendi hikayesi üzerinden anlatıyor. Peki, bir insan nasıl “Demir Adam” olur ve bu zorlu yolculukta motivasyonunu nasıl korur?
Iron Man Nedir? Bir Çizgi Film Karakterinden Fazlası
Çoğumuz “Iron Man” denildiğinde aklımıza kaslı bir çizgi film kahramanı gelse de, gerçek dünyadaki Iron Man yarışları çok daha farklı bir dayanıklılık seviyesi gerektirir. Bu, triatlon sporunun çok daha zorlu ve uzun bir versiyonudur.
Bahar Saygılı’nın katıldığı bir Iron Man yarışının içeriği şu şekildedir:
- 1.9 km yüzme
- 90 km bisiklet
- 21.1 km yarı maraton koşusu
En önemlisi de, bu üç etabın hepsi durmaksızın, art arda yapılır ve bir yarış performansı yaklaşık 4-5 saat sürer. Bu, insan vücudunun ve zihninin sınırlarını zorlayan inanılmaz bir meydan okumadır.
Sudan Korkan Çocuktan Demir Kadın’a: Bir Dönüşüm Hikayesi
Bahar Saygılı’nın bu spora başlama hikayesi oldukça şaşırtıcı. 5 yaşında hiperaktivite sorunu yaşayan ve sudan korkan bir çocukken ailesi tarafından yüzme sporuna yazdırılmış. O günleri “nefretle başlayan bir macera” olarak tanımlıyor. Havuzdan kaçmaya çalıştığı, şezlongların altına saklandığı günlerden, 13 yaşına geldiğinde su altı branşında milli takıma seçilecek kadar başarılı bir yüzücüye dönüştü.
Ancak bir süre sonra yüzmenin tekdüzeliğinden sıkıldı ve aradığı heyecanı antrenörünün yaptığı triatlonda buldu. Bisiklet ve koşu hakkında neredeyse hiçbir fikri olmadan, sadece iki denemeyle ilk yarışına katıldı. O anı, “sanki ayda yürüyen ilk Türkmüşüm hissiyatı” olarak tanımlıyor. Yarışı bitirdiğinde hissettiği duygu karmaşasının içinde en baskın olanı ise mutluluktu. Artık ait olduğu sporu bulmuştu.
Başarının Sırrı: Zihin Gücü ve Sarsılmaz İnanç
Bahar Saygılı, 1.65 boyunda ve oldukça zayıf bir fiziğe sahip. Peki, kendisinden çok daha yapılı birçok erkek sporcudan nasıl daha hızlı olabiliyor? Cevabı çok net:
“Bana bunu yaptıran aslında görünenin aksine fiziğim değil, zihnim ve inancım. Yaptığım işe olan inancım ve zihnim. Ben, Iron Man’i yaparken tamamen zihin ve inancımla bunu gerçekleştirebiliyorum.”
Ona göre asıl güç, kaslarda değil, zihinde ve kalpte yatan sarsılmaz inançta gizli. Fiziğini kontrol eden ve onu limitlerinin ötesine taşıyan şey, tamamen zihninin gücüdür.
İlham Almak ve İlham Vermek: Motivasyonun Kaynağı
Her sporcunun zorlandığı anlar olur. Bahar Saygılı, bu anlarda motivasyonunu birkaç temel kaynaktan alıyor:
- Diğer Sporculardan İlham Almak: Çocukluğundan beri sporcu biyografilerini okuyan Saygılı için en büyük ilham kaynaklarından biri, maraton dünya rekortmeni Paula Radcliffe.
- Gelecek Nesillere İlham Vermek: Tıpkı kendisinin Paula’dan ilham aldığı gibi, Türkiye’deki genç kızlara örnek olabilme düşüncesi onu motive ediyor. Sahillerde bisiklete binen, koşan kızları gördükçe mutlu oluyor.
- İnancın Sorumluluğu: En zor anlarda, ona inanan insanları hayal kırıklığına uğratmama hissiyatı ona güç veriyor.
- Engelli Sporcuların Azmi: Onun için en değerli motivasyon kaynaklarından biri de engelli sporcular. Onların yaşama sevinci, azmi ve limitleri zorlayış biçimleri, kendi sınırlarını zorlarken ona ilham veriyor.
Her Şeyin Özü: Tutku ve Özgürleşme
Limitleri zorlamak, ilham almak ve vermek… Tüm bunların temelinde ise tek bir duygu yatıyor: TUTKU. Bahar Saygılı, triatlona ve Iron Man’e tutkuyla bağlı. Çünkü bu spor, kendini en özgür hissettiği alan. Suda rakipleriyle boğuşurken, yokuş yukarı nefes nefese bisiklet sürerken ya da bacaklarına bıçaklar saplanırken… Bedeni acı çekse de ruhunun duyduğu mutluluğun paha biçilmez olduğunu söylüyor.
O, limitlerini zorlarken özgürleşiyor; özgürleşirken de başka hayatlardan ilham alıp başka hayatlara ilham veriyor.