Toplumun yaklaşık %15’i, yani 1 milyardan fazla insan bir tür engellilikle yaşıyor. Türkiye’de ise bu rakam, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde 30 milyon kişiyi doğrudan etkiliyor. Peki, etrafımızdaki bu büyük gerçeği ne kadar görüyoruz? Yoksa görmezden mi geliyoruz? Hakan Elbir, bu rahatsız edici soruyla yola çıkarak bizi önyargılarımızla yüzleşmeye ve engelleri kaldırmanın tek yolunun “diyalog” olduğunu keşfetmeye davet ediyor.
Görmezden Geldiklerimiz: Toplum ve Engellilik Gerçeği
Yapılan araştırmalar acı bir gerçeği ortaya koyuyor: Toplumun %80’i, çevresinde engelli veya yaşlı bir birey görmek istemiyor. Birebir konuşmalarda herkes empatik ve yardımsever görünse de, gerçek hayatta durum farklı. Peki neden? Elbir’e göre bunun üç temel sebebi var:
- Ön Yargı: Bilmediğimiz, tanımadığımız şeylere karşı geliştirdiğimiz olumsuz bir tutumdur.
- Dışlama: Ön yargının bir sonraki adımı olan somut bir davranıştır.
- Ötekileştirme: Kendimizden olmayanı uzağımızda tutma, onunla iletişim kurmaktan kaçınma eğilimidir.
Uğraşmak, zaman ayırmak ve anlamaya çalışmak yerine, kendi konfor alanımızda kalmayı tercih ediyoruz. Bu yüzden, 10 milyon engellinin yaşadığı bir ülkede, birçoğumuzun ailesinde, mahallesinde veya iş yerinde kaç engelli olduğunu bile bilmiyoruz. Onları görmüyoruz çünkü yok varsayıyoruz.
Korkular ve Önyargılar: Neden Diyalog Kurmaktan Kaçınıyoruz?
Konuşmada gösterilen kısa bir film, görme engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları ve bizim belki de hiç düşünmediğimiz korkularını gözler önüne seriyor:
- Tırlar ve büyük kamyonlar
- Elektrik direkleri
- Bozuk merdivenler
- Ve en önemlisi: Sarı çizgilere (kılavuz yollara) park edilmiş bisikletler, konulmuş saksılar…
Medeni ülkelerde bir görme engellinin güvenle yolunu bulmasını sağlayan bu kılavuz yollar, bizde ne yazık ki birer engele dönüşebiliyor. Anayasanın eşitlik ilkesine ve yıllardır hayata geçirilemeyen Erişilebilirlik Kanunu’na rağmen, gerçek hayatta bir şeyleri değiştirmek için bir “kahraman” bekliyoruz. Oysa asıl sorumlu bizleriz.
Karanlıkta Diyalog: Rollerin Değiştiği, Anlayışın Doğduğu Yer
Bu önyargıları kırmanın ve gerçek bir anlayış geliştirmenin bir yolu var mı? Evet var: Karanlıkta Diyalog (Dialogue in the Dark). Bu, 26 yıl önce hayata geçmiş uluslararası bir platform ve deneyimdir.
Karanlıkta Diyalog nasıl işler?
- Katılımcılar tamamen karanlık bir ortama girerler.
- Bu karanlıkta, gören insanlar bir anda “göremeyen” durumuna düşer.
- Rehberler ise görme engelli bireylerdir. Onlar bu ortamda “gören” ve yol gösteren konumundadır.
Rollerin tamamen değiştiği bu platformda, ışıklar kapandığı anda herkes eşitlenir. Ön yargılar kapıda bırakılır, çünkü kimse kimseyi göremez. İnsanlar birbirlerini dinlemeye, dokunmaya ve diğer duyularını kullanmaya başlar. Bu deneyim, “karşısında öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer” felsefesini somutlaştırır.
Empatinin Gücü: Bireysel ve Kurumsal Değişim Yaratmak
Karanlıkta Diyalog, sadece bireysel bir farkındalık yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumsal dünyada da devrimsel değişimlere yol açıyor.
- İşe Alım: Bazı Avrupa şirketleri, mülakatları tamamen karanlıkta yapıyor. Böylece işe alım yöneticisi, adayın dış görünüşünden etkilenmeden, sadece yetkinliklerine ve iletişim becerilerine odaklanabiliyor. Bu, önyargısız bir değerlendirme sağlıyor.
- Ekip Çalışması: Şirketler, yeni başlayan çalışanların adaptasyon süreçlerini hızlandırmak ve ekip içi iletişimi güçlendirmek için bu deneyimden faydalanıyor.
Bu platform, aynı zamanda rehberlik yapan görme engelli bireyler için de inanılmaz bir dönüşüm yaratıyor. Ekonomik bağımsızlıklarına kavuşuyor, özgüvenleri artıyor ve topluma karşı duydukları gurur pekişiyor. Hatta bu deneyim sayesinde tanışıp Marmaris’e tatile giden görme engelli arkadaşların hikayesi, bu özgüven patlamasının en güzel örneğidir.
Aydınlığa Giden Yol: Tolerans, Empati, Diyalog ve Sevgi
Sonuç olarak, dünyayı veya ülkemizi kurtarmak için süper kahramanlara ihtiyacımız yok. Kendi küçük dünyamızı değiştirmek ve aydınlatmak için ise basit bir formül var. Elbir, bu formülü TED’in baş harflerinden esinlenerek şöyle özetliyor:
- Tolerans
- Empati
- Diyalog
- Sevgi
Bu dört değeri hayatımıza daha fazla dahil ettiğimizde, karanlık ortadan kalkar ve yerini gerçek bir diyalog alır.