ERA, 40 yılı aşkın süredir Amerika’da başlayıp dünyaya yayılan köklü bir gayrimenkul markasıdır. ERA’nın üst düzey yöneticilerinden Francois Gagnon, markanın küresel vizyonunu, franchise sisteminin temel direklerini ve Türkiye pazarının neden bu kadar heyecan verici olduğunu anlatıyor.
ERA’nın Küresel Gücü ve Türkiye Vizyonu
ERA, dünya çapında 35 ülkede, 3.000’e yakın ofis ve 38.000’den fazla danışmanla faaliyet gösteren dev bir ağdır. Markanın Türkiye’ye olan ilgisi ise tesadüf değil. Türkiye’nin gelişen ekonomisi ve dinamik emlak piyasası, ERA için muazzam bir fırsat sunuyor.
Gagnon’a göre şans, “hazırlığın fırsatla buluşmasıdır.” Türkiye pazarı şu anda büyük bir fırsat ve ERA, bu fırsatı değerlendirmek için tüm hazırlıklarını yapmış durumda.
Başarılı Bir Franchise Sisteminin Dört Temel Taşı
ERA’nın franchise konsepti, bireylerin kendi işinin sahibi olurken, tekerleği yeniden icat etmek zorunda kalmamalarını sağlamak üzerine kuruludur. Bu sistem, başarısı kanıtlanmış dört ana temel üzerine inşa edilmiştir:
- Teknoloji: ERA için teknoloji bir amaç değil, güçlü bir araçtır. Tüketicilerin %60 ila %90’ının mülk arayışına online başladığı günümüzde, teknoloji alıcı ve satıcıyı en verimli şekilde buluşturur.
- Eğitim: Bu işin temelinde insan vardır. ERA, hem ofis sahiplerine (broker’lara) hem de satış danışmanlarına sürekli ve üst düzey eğitimler sunarak onların gelişimini destekler.
- Pazarlama: Franchise sisteminin getirdiği “ölçek ekonomisi” sayesinde, hem ofislerin hem de satıştaki mülklerin pazarlaması çok daha kolay ve etkili bir şekilde yapılır.
- Yönetim Danışmanlığı: Dünya çapındaki tecrübesi sayesinde ERA, piyasa trendlerini önceden belirleyerek ofislerini fırsatlara veya potansiyel tehlikelere karşı hazırlar.
Türkiye Emlak Piyasası İçin Kritik İlkeler
Gagnon, Türkiye pazarında başarı için iki temel ilkenin altını çiziyor. Birincisi, müşteri odaklı olmak. Türkiye’de emlak işlemlerinin %70’inin hala bireyler arasında (alıcı ve satıcı arasında doğrudan) yapılıyor olması, sektör için %70’lik devasa bir büyüme potansiyeli anlamına geliyor.
İkinci ve en kritik ilke ise şudur: “Portföyü (listelemeleri) kontrol eden, piyasayı kontrol eder.” ERA’nın 40 yıllık felsefesi, her zaman satıcılara ve satılık mülklere (yani portföylere) öncelik vermektir. Çünkü elinizde satacak ürününüz varsa, alıcılar zaten gelecektir. Bu nedenle tüm pazarlama ve eğitimler, danışmanların daha fazla portföy almasına yardımcı olmak üzerine tasarlanmıştır.