Gayrimenkul Liderleri

Etkili Olma Yolunda Fikir ve Eylem | Mehmet ATES | TEDxYamanlarMalhunHatunHS

Fikirler, hayatımızı şekillendiren en temel yapı taşlarıdır. Ancak bir fikrin doğuşundan eyleme geçip etki yaratmasına kadar olan süreç, dikkatle yönetilmesi gereken katmanlı bir yolculuktur. Peki, fikirlerimizi nasıl daha etkili hale getirebilir ve bu süreçte doğru adımları nasıl atabiliriz?

Fikir Dünyamızın Üç Katmanı: Mikro, Normo ve Makro Alemler

Fikirlerimizi ve onlarla olan ilişkimizi üç ana kategoride değerlendirebiliriz. Bu katmanlar, düşüncelerimizin kaynağını ve etki alanını anlamamıza yardımcı olur.

  1. Mikro Alem: Bu, tamamen kendi iç dünyamızdır. Kişisel düşüncelerimiz, hayallerimiz ve kendi kendimize yaptığımız değerlendirmeler bu alana girer. Çocukluk hayallerimiz genellikle bu alemde başlar. Örneğin, çocukken bir uzay gemisi hayal ederken, yaş ilerledikçe bu hayaller daha gerçekçi hedeflere, mesela bir arabaya dönüşebilir.
  2. Normo Alem: Bu katman, yakın çevremizle olan etkileşimimizi ifade eder. Ailemiz, arkadaşlarımız, okul çevremiz gibi sosyal halkalarımızla kurduğumuz ilişkiler burada yer alır. Psikososyal etkileşimin başladığı yer tam olarak burasıdır. Artık fikirlerimizi başkalarıyla paylaşır, tartışır ve ortak kararlar alırız.
  3. Makro Alem: Dünya ölçeğindeki olaylardan, medyadan, kitaplardan ve küresel gelişmelerden etkilenerek oluşan fikirlerimiz bu katmanı oluşturur. Bu, en geniş etki alanıdır ve bizi küresel bir perspektife taşır.

Ortak Aklın Gücü: Neden Tek Başına Karar Vermemeliyiz?

Fikirlerimizi eyleme dönüştürürken atılacak en kritik adımlardan biri, tek başına hareket etmekten kaçınmaktır. Özellikle “normo alem”de, yani sosyal çevremizle etkileşime geçtiğimizde istişare mekanizması devreye girer.

İstişare, yani ortak akla başvurmak, bir konuda farklı bakış açılarını görerek en doğru kararı almayı hedefler. Ünlü bir filozofun dediği gibi: “Ortak akılla beraberce yaptığım yanlışları, şahsi olarak verdiğim doğru kararlara tercih ederim.” Bu söz, bireysel egodan sıyrılıp kolektif bilgeliğe güvenmenin ne kadar değerli olduğunu vurgular. Lise seçimi, kariyer planlaması gibi önemli kararlarda arkadaşlarımıza, ailemize veya mentorlarımıza danışmak, bizi olası hatalardan korur.

Zihinsel Süzgeç: Dış Etkilere Karşı Kendimizi Nasıl Koruruz?

Makro alemden, yani dış dünyadan gelen fikirler ve etkiler her zaman pozitif olmayabilir. Medya, popüler kültür veya farklı ideolojiler, bizi olumsuz yönlere sürükleyebilir. İşte bu noktada, çok sağlam bir zihinsel süzgece ihtiyacımız vardır.

Bu süzgeç, dışarıdan gelen bilgileri körü körüne kabul etmek yerine, kendi değerlerimiz, bilgilerimiz ve mantığımızla elemeyi sağlar. Bu süzgecin temelleri, çocuklukta dinlediğimiz masallara kadar uzanır ve hayat boyu aldığımız eğitimle sürekli olarak güncellenmelidir. Eğer bu süzgeci doğru çalıştırmazsak, sonu “izm” veya “ist” ile biten zararlı akımlara kapılabilir ve doğru ile yanlışı ayırt edemez hale gelebiliriz.

Bir İstişare Hikayesi: Doğru Zamanlama ve Ortak Akıl Başarıyı Nasıl Getirdi?

Ortak aklın gücünü gösteren en güzel örneklerden biri, konuşmacının Amerika’da yaşadığı bir deneyimdir. Dünyaca ünlü bir cerrahla çalışmak isteyen konuşmacı, bir türlü randevu alamaz. Kendi fikri, cerrahın ofisine sabah mesai başlangıcında “Çatkapı” gitmektir.

Ancak bir arkadaşı ona şu tavsiyeyi verir: “Cerrahlar sabahları gergin olur. Ameliyatları düşünürler. Daha rahat olacakları bir saatte, öğleden sonra gitmek daha mantıklı.” Bu basit istişare, tüm süreci değiştirir. Öğleden sonra gittiklerinde, normalde asla görüşemeyecekleri cerrahla tanışmakla kalmaz, aynı zamanda onunla çalışma fırsatı bulurlar. Eğer şahsi fikriyle hareket edip sabah gitseydi, büyük ihtimalle reddedilecekti.

Bu hikaye, doğru bir fikrin bile, yanlış bir zamanlama ve istişare eksikliğiyle nasıl boşa gidebileceğini; ortak aklın ise en zor kapıları bile nasıl açabileceğini çarpıcı bir şekilde göstermektedir.

Exit mobile version