Ev alım satım süreçleri, dikkatli olmayı gerektiren birçok detay içerir. Bu süreçte yapılan en yaygın hatalardan biri de, daha az harç ve vergi ödemek amacıyla tapuda satış bedelini gerçek değerinden daha düşük göstermektir. Masum bir tasarruf yöntemi gibi görünse de bu durum, aslında sizi gelecekte büyük risklerle karşı karşıya bırakabilir.
Tapuda Düşük Bedel Göstermek Nedir ve Neden Tehlikelidir?
Tapuda düşük bedel gösterme, bir mülkün satış işlemleri sırasında resmi kayıtlara (tapuya) gerçek satış fiyatından daha az bir rakamın yazılmasıdır. Amaç genellikle tapu harcını ve ileride doğabilecek değer artış kazancı vergisini minimize etmektir. Ancak bu “küçük hile”, potansiyel olarak çok daha büyük maliyetlere yol açabilir.
Karşılaşabileceğiniz 3 Ciddi Risk
Evinizin değerini tapuda düşük göstermenin sizi maruz bırakacağı temel riskler şunlardır:
- Ağır Vergi Cezaları: Vergi Dairesi, yapılan bir denetimde veya şikayet üzerine, evin gerçek satış değeri ile tapuda gösterilen değer arasındaki farkı tespit ederse, ödenmeyen vergi farkını cezalı olarak sizden talep eder. Bu durum, yapmayı planladığınız tasarruftan çok daha fazlasını kaybetmenize neden olabilir.
- Gelecekteki Satışta Yüksek Vergi Ödeme Riski: Bugün evinizi düşük bedelle aldığınızı varsayalım. Yıllar sonra bu evi satmak istediğinizde, kağıt üzerinde kârınız çok daha yüksek görünecektir. Örneğin, 5 milyon TL’ye aldığınız evi tapuda 2 milyon TL gösterdiniz. İleride 7 milyon TL’ye sattığınızda, resmi kârınız 2 milyon değil, 5 milyon TL olarak hesaplanır. Bu da çok daha fazla gelir vergisi ödemeniz anlamına gelir.
- Olası Davalarda Hak Kaybı Yaşama: Alım satım sürecinde bir anlaşmazlık yaşanırsa ve satışın iptali için dava açılırsa, mahkemede gerçek satış bedelini kanıtlamakta zorlanabilirsiniz. Mahkeme, tapudaki resmi rakamı esas alacağı için ödediğiniz paranın tamamını geri alamama riskiyle karşılaşırsınız.
Unutmayın, kısa vadede küçük bir kazanç gibi görünen bu işlem, uzun vadede sizi hem maddi hem de hukuki olarak zor durumda bırakabilir.




