“Harika bir fikrim var, kesin zengin olurum!” Bu cümle size de tanıdık geliyor mu? Girişimcilik dünyasında fikirler hakkında doğru bildiğimiz birçok yanlış, yani “mit” bulunuyor. Erhan Erkut, bu mitleri tek tek yıkarak, bir fikri değerli kılan şeyin ne olduğunu ve gerçek başarının nereden geldiğini anlatıyor.
Mit 1: Herkesin Sadece Bir Tane İyi Fikri Olur
Toplumda yaygın bir kanı vardır: Her insanın aklına hayatta bir kez parlak bir fikir gelir ve o fikri çok iyi korumak gerekir. Erkut, kendi öğrencilik yıllarında bu düşünceyle yüksek lisans tezine “tek kurşununu” harcamamak için doğrudan doktoraya başladığını itiraf ediyor.
Ancak gerçek şu ki, iyi fikirler tek kullanımlık değildir. Zamanla ve deneyimle birlikte sürekli yeni fikirler üretirsiniz. Önemli olan, o fikirleri hayata geçirecek zamanı ve enerjiyi bulmaktır. Bu yüzden rahat olun, aklınıza daha çok iyi fikir gelecek.
Mit 2 ve 3: Fikir Değerlidir ve Orijinal Fikir Kazanır
Birçok insan, fikrin tek başına bir değeri olduğuna ve satılabileceğine inanır. “Hocam, fikrimi size satmak istiyorum” diyen öğrencilerle karşılaşan Erkut, bu düşüncenin de bir mit olduğunu vurguluyor.
- Fikrin Değeri Yoktur, İcraatın Değeri Vardır: Bir fikrin tek başına değeri “bini bir paradır”. Onu değerli kılan şey icraattır. Yani fikrin yanına doğru takımı, teknolojiyi, finansmanı ve piyasayı koyduğunuzda değer yaratırsınız.
- Orijinal Olmak Şart Değil: “İlk ben buldum” saplantısı da bir başka yanılgıdır. Google, 21. arama motoruydu. GittiGidiyor, eBay’in bir kopyası olarak başladı ama Türkiye şartlarına uyarlanarak büyük bir başarı yakaladı ve sonra eBay’e satıldı. Önemli olan zamanlama, yer ve doğru uygulamadır. İspatlanmış bir fikri alıp kendi pazarınıza uyarlamak, çoğu zaman sıfırdan orijinal bir fikir bulmaktan daha başarılı olabilir.
Mit 4 ve 5: Fikrimi Çalarlar ve İyi Fikir Kötü Fikri Kovar
“Fikrimi söylersem çalarlar” korkusu, bir fikre yapılabilecek en büyük ihanettir. Güneşin altında yeni hiçbir şey yoktur; sizin aklınıza gelen bir fikir, aynı anda dünyanın başka bir yerinde başka birinin de aklına gelebilir. Fikrinizi bol bol paylaşmalısınız ki gelişsin, güzelleşsin ve büyüsün.
Bir diğer mit ise “daha iyi” olan fikrin her zaman kazanacağıdır. Q klavyenin hikayesi bunun en güzel örneğidir. Kasten yavaş yazmak için tasarlanmış olmasına ve Dvorak gibi çok daha verimli alternatifleri bulunmasına rağmen, “network etkisi” (yani herkesin onu kullanıyor olması) nedeniyle standart olarak kalmıştır. Bir fikrin daha iyi olması, başarılı olacağını garanti etmez.
Mit 6 ve 7: Fikir Guruları ve Yalnız Düşünme
Fikirlerinizi bir “uzmana” veya “guruya” danıştığınızda genellikle ne olur? Erkut’a göre Türkiye’de fikir uzmanlarından çok “fikir katilleri” var. “O zaten var”, “Sen mi yapacaksın?”, “Ben onu denedim, olmaz” gibi cümlelerle kendinize olan güveninizi ve yaratma isteğinizi çalarlar. Unutmayın, tarihteki en büyük uzmanlar bile “Hiç kimsenin evine bilgisayar alması gerekmeyecek” gibi devasa hatalar yapmıştır.
Son olarak, fikir üretimi Rodin’in “Düşünen Adam” heykeli gibi bireysel bir aktivite değildir. Fikirler, bir grup aktivitesidir; grup bilincinden ve zekasından doğar. Fikirlerin filizlendiği yerler, tek başına oturulan odalar değil, insanların bir araya gelip konuştuğu kahve dükkanları, ortak çalışma alanları ve kuluçka merkezleridir.
Erkut’a göre fikir, bir ampul ya da bomba gibi tek seferlik bir şey değil, organik bir fidan gibidir. Çevresiyle sürekli iletişim halinde olan, değişen ve gelişen bir fidan. Fidanlarınızın bol olması, ağaç olup meyve vermesi dileğiyle…