Hayatı büyük bir proje olarak düşünürsek, bu projenin başarılı olması için üç temel bileşene ihtiyaç duyarız: bir fikir, bu fikri hayata geçirecek imkanlar (insan ve para) ve çalışabileceğiniz doğru bir ortam. Eğer bu üçünü bir araya getirebilirseniz, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmenin önünde hiçbir engel kalmaz. İşte bu felsefeyle, Türkiye’nin en büyük araştırma merkezlerinden biri olan Gen-Kök (Genom ve Kök Hücre Merkezi) hayata geçirildi.
Bir Fikirden Gerçeğe: Gen-Kök’ün Kuruluş Hikayesi
Gen-Kök’ün kuruluşu, tam iki yıl süren yoğun bir hazırlık döneminin ürünüdür. Bu süreçte, dünyanın en iyi üniversiteleri ve araştırma merkezleri (Avrupa, Amerika, İsrail ve hatta İran’daki merkezler) tek tek ziyaret edilerek kendimize özgü bir model oluşturuldu.
Hedefler en başından net bir şekilde belirlenmişti:
- Bilimsel bilgi üretmek ve araştırma yapmak.
- Sanayi ile işbirliği içinde çalışarak bu bilgiyi ürüne dönüştürmek.
- Mezuniyet sonrası eğitimler vererek yeni nesil bilim insanları yetiştirmek.
- Aynı anda 350’den fazla araştırmacının çalışabileceği dev bir altyapı kurmak.
Kayseri’de, Kalkınma Bakanlığı ve Erciyes Üniversitesi gibi birçok kurumun desteğiyle kurulan bu merkez, kısa sürede kendi maliyetinden daha fazla proje üreten bir yapıya dönüştü.
Gen-Kök Ne Yapar? Araştırma, Tedavi ve Eğitim Bir Arada
Gen-Kök, sadece teorik bilgi üretmekle kalmıyor, aynı zamanda insan hayatına doğrudan dokunan somut çözümler de geliştiriyor. Merkezin bünyesinde kurulan GMP (İyi Üretim Uygulamaları) laboratuvarları, tedavi amaçlı hücre üretimi için tasarlanmış ultra steril alanlardır. Öyle ki, normalde soluduğumuz 1 metreküp havada 300.000’den fazla toz parçacığı varken, bu laboratuvarlarda bu sayı en fazla 3’tür.
Bu laboratuvarlarda üretilen kök hücreler, birçok hastalığın tedavisinde umut oluyor:
- Kemik iliği nakli sonrası: Alıcı ve verici hücreleri arasındaki “kavgayı” bitirerek hayatı tehdit eden alerjik reaksiyonları durduruyor.
- Tavuk Karası (Retinitis Pigmentosa): Zamanla körlüğe yol açan bu genetik hastalıkta görme yetisinin korunmasına yardımcı oluyor.
- Diyabet: Şeker hastalığına bağlı olarak iyileşmeyen yaralar için özel hücreler üretilerek tedavi sağlanıyor.
Aynı zamanda merkez, Kök Hücre ve Biyoenformatik gibi geleceğin bilim dallarında yüksek lisans ve doktora programları sunarak Türkiye’nin bu alandaki uzman ihtiyacını karşılıyor.
Geleceğin Bilim Dalları: Genom, Biyoenformatik ve Biyobanka
Gen-Kök, geleceğin teknolojilerini bugünden kullanarak çığır açan çalışmalara imza atıyor.
- Genom Merkezi: Bir insanın tüm genetik haritasını (genomunu) sadece 24 saat içinde çıkarabilecek bir altyapıya sahip.
- Transgenik Hayvan Modelleri: Otizm gibi nedenleri henüz tam olarak anlaşılamayan hastalıkları araştırmak için deneysel fare modelleri oluşturuluyor. Bu sayede hastalıkların mekanizmaları daha iyi anlaşılıyor.
- Biyoenformatik: Tek bir bilimsel çalışmadan elde edilen yüz binlerce veriyi anlamlandırmak için matematik ve bilgisayar bilimlerini kullanan bir alandır. Doğru soruları sorarak devasa veri yığınları içinden anlamlı sonuçlar çıkarmayı sağlar. Ülkemizde bu alanda çok büyük bir uzman açığı bulunmaktadır.
- Biyobanka: Tıpkı bir banka gibi, on binlerce hastadan alınan kanser dokusu, kan örneği gibi biyolojik materyallerin saklandığı bir merkezdir. Bir araştırmacı, “bana şu özelliklere sahip 1000 prostat kanseri örneği lazım” dediğinde, yıllarca hasta toplamak yerine bu bankadan ihtiyacı olan örneklere anında ulaşabilir.
Bilimde ilerlemenin yolu, ufku sizden daha ileride olanlarla işbirliği yapmaktan geçer. Gen-Kök, 38 farklı ülkeyle yaptığı anlaşmalar ve bünyesindeki yabancı öğretim üyeleriyle bu küresel işbirliği ağını güçlendirerek Türkiye’yi bilimin ön saflarına taşımayı hedefliyor.