Gayrimenkul Liderleri

Giyilebilir Teknoloji ile Başımız Dik: Ekranlar Gözümüze Taşınıyor

Hepimiz, akıllı telefonlarımıza bakmak için sürekli başımızı öne eğdiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Peki ya teknoloji, başımızı eğmemizi değil, tam tersine dik tutmamızı sağlasaydı? Akademisyen ve mucit Prof. Dr. Hakan Ürey, laboratuvarında geliştirdiği giyilebilir ekran teknolojilerinin, insan-bilgisayar etkileşimini nasıl kökten değiştireceğini ve bize yepyeni bir dünya sunacağını anlatıyor.

Telefon Ekranlarının Ötesi: Geleceğin Etkileşimleri

Akıllı telefonlar hayatımızı kolaylaştırsa da, etkileşimlerimiz hala küçük bir ekrana sıkışmış durumda. Ürey, gelecekte bu sınırların nasıl aşılacağına dair heyecan verici örnekler sunuyor:

Bu teknolojilerin ortak amacı, bizi telefon ekranına hapsetmek yerine, dijital dünyayı gerçek dünyaya entegre ederek başımızı dik tutarak yürümemizi sağlamaktır.

Giyilebilir Ekranların Uzun Tarihi

Pek çok kişi giyilebilir ekran teknolojilerinin Google Glass ile başladığını düşünse de, bu fikir aslında çok daha eskilere dayanıyor. Bu, inovasyonun bir anda ortaya çıkmadığının en güzel kanıtı.

O dönemde bu projelerin çoğu başarısız oldu çünkü teknoloji ve altyapı henüz hazır değildi. Fikirler, zamanlarının ilerisindeydi. Bugün ise akıllı telefonlar ve internet sayesinde bu fikirleri hayata geçirmek için doğru zamandayız.

Türkiye’de İcat Çıkarmak: Koç Üniversitesi’ndeki Gelişmeler

“Başımıza icat çıkarma” sözünün olumsuz bir anlam taşıdığı bir kültürde bile, Türkiye’de dünya çapında teknolojiler geliştirilebileceğini kanıtlayan Ürey ve ekibi, laboratuvarlarında heyecan verici projelere imza atıyor:

Ürey, sahnede yaptığı etkileyici demolarda bu teknolojilerin nasıl çalıştığını canlı olarak gösteriyor. Son sözü ise oldukça anlamlı: Amacının bir sihirbaz olarak değil, ülkemizde de harika işlerin yapıldığını gösteren bir araştırmacı ve akademisyen olarak hatırlanmak olduğunu söylüyor.

Exit mobile version