Century 21 Açı Gayrimenkul’ün kurucusu Murat Gülerşen, tekstil sektöründeki kariyerini geride bırakıp gayrimenkul dünyasına adım atışının ve 12 yıldır Zekeriyaköy’de markasını bir lider haline getirişinin ilham veren öyküsünü paylaşıyor. Başarının sırrı; markaya sarsılmaz bir inanç, disiplinli bir yaşam tarzı ve insan odaklı bir yaklaşımda gizli.
Sektöre Giriş ve Markaya Olan Sarsılmaz İnanç
Murat Gülerşen, tekstil sektöründe aradığı tatmini bulamayınca, kızının sağlık sorunları nedeniyle taşındığı Zekeriyaköy’de emlak sektörüyle tanıştı. Eşinin aldığı bir eğitim sayesinde mesleğe ilgi duymaya başladı ve kısa sürede kendisini bu dünyanın içinde buldu.
Gülerşen’in marka yolculuğu ise oldukça dikkat çekici. Century 21 Türkiye’nin zor zamanlar geçirdiği, ofis sayısının 100’den 13-14’e kadar düştüğü dönemlerde bile markasına olan inancını asla yitirmedi. “Marka olan inancımızı hiçbir zaman yitirmedik. Bana göre bu marka, arabaların Ferrari’si, çantaların Louis Vuitton’u gibidir ve bir gün hak ettiği yere gelecekti.” diyerek bu sarsılmaz bağlılığını ifade ediyor. Bu sadakat, markanın yeniden yükselişe geçtiği bugünlerde onu en tecrübeli ve saygın isimlerden biri yapıyor.
Başarının Formülü: Disiplinli Yaşam ve Planlı Çalışma
Murat Gülerşen, başarının tesadüf olmadığını, sistemli ve disiplinli bir yaşam tarzının sonucu olduğunu kendi günlük rutiniyle kanıtlıyor:
- Güne Erken Başlamak: Sabah 7’de kalkıp spor, dil (İspanyolca) çalışması ve kitap okuma gibi kişisel gelişim aktiviteleriyle güne başlıyor.
- Planlı Gün: Her günü saat saat planlıdır. Ofis işleri, saha çalışmaları ve müşteri görüşmeleri belirli bir program dahilinde ilerler. “Portföy görüşmesine bile randevu ile giderim, asla 1-2 saat önceden habersiz gitmem.”
- Sürekli Sahada Olmak: Hiçbir işi olmasa bile her gün sahaya çıkar, bölgeyi gezer, yeni insanlarla (özellikle köylülerle) tanışmaya gayret eder.
- Kişisel Gelişime Yatırım: Boş vakitlerini evindeki marangozhanede eski paletlerden yeni ürünler yaparak değerlendiriyor. Bu, hem zihnini dinlendiriyor hem de yaratıcılığını besliyor.
Müşteri İlişkileri ve Markanın Gücü
Gülerşen’e göre marka tek başına yeterli değil; onu doğru temsil etmek ve insan ilişkilerini güçlü tutmak esastır. Sadece Century 21 tabelası için ofise gelen bir müşterinin, doğru hizmet ve yaklaşımla nasıl 4 farklı işleme (2 satış, 2 kiralama) dönüştüğünü anlatarak bu tezi güçlendiriyor.
“Altınızda bir Ferrari var ama nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız bir anlamı yok.” diyerek, markanın gücünü doğru danışmanlık hizmetiyle birleştirmenin önemini vurguluyor. Hedefi, sadece para kazanmak için değil, bu mesleği gerçekten seven, etik ve çalışkan yeni danışmanlar yetiştirerek sektöre değer katmak.
