Gayrimenkul Liderleri

Mimar Sinan’ın Eşsiz Eseri Satılık _ A Haber

Tarihe dokunmak ve bir parçası olmak isteyen yatırımcılar için eşi benzeri görülmemiş bir fırsat kapıda! Osmanlı mimarisinin dehası Mimar Sinan tarafından inşa edilen 470 yıllık tarihi bir hamam, yeni sahibini arıyor. Bu eser, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan ve şu anda satılık olan tek yapı olmasıyla öne çıkıyor.

Mimar Sinan’ın Kalfalık Eseri: 470 Yıllık Tarih

İstanbul Samatya’da bulunan bu tarihi yapı, Mimar Sinan’ın kalfalık döneminde inşa ettiği ilk eserlerden biridir. Yaklaşık 470 yıllık geçmişiyle adeta zamana meydan okuyan hamam, Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptığı ilk çifte hamamlardan biri olma özelliğini taşıyor. Bu özellikleri, yapıyı sadece bir mülk değil, aynı zamanda paha biçilmez bir kültürel miras haline getiriyor.

Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan eserlerin ne kadar değerli olduğu bilinen bir gerçek. Günümüze ulaşan yapıları ise şu şekildedir:

Milyon Dolarlık Değer ve Yatırımcı İlgisi

Bu eşsiz tarihi esere biçilen değer tam 20 milyon dolar, yani yaklaşık 60 milyon Türk Lirası. Yıllar süren ve milyarlarca lira harcanan titiz bir restorasyon çalışmasının ardından satışa sunulan yapıya hem yurt içinden hem de yurt dışından büyük bir ilgi var.

Özellikle yabancı yatırımcıların yoğun ilgisine rağmen, önceliğin Türk yatırımcılarda olduğu belirtiliyor. Bu Osmanlı mirasının Türkiye’de kalması en büyük arzu. Bu nedenle, teklifler öncelikli olarak yerli yatırımcılardan bekleniyor.

Restorasyon Sonrası Geleceği: Hamam mı, Müze mi?

Tam 13 yıl süren kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla adeta yeniden hayata döndürülen bu yapı, şu anki haliyle tekrar hamam olarak hizmet vermeye tamamen uygun. Ancak gelecekte nasıl değerlendirileceği, onu satın alacak olan yeni sahibinin vizyonuna bağlı olacak.

Yapının geleceği için iki ana senaryo üzerinde duruluyor:

  1. Tarihi Hamam: Aslına uygun olarak işletilerek İstanbul’un en tarihi hamamları arasına katılabilir.
  2. Müze: Mimar Sinan’ın ve dönemin ruhunu yansıtan özel bir müze olarak ziyarete açılabilir.

Her iki durumda da bu eşsiz eserin İstanbul’un kültürel hayatına büyük bir değer katacağı kesin.

Exit mobile version