Çarşamba, Ağustos 27, 2025
REKLAM ALANI
Google search engine
Ana SayfaGenelOyun Başlasın | The Game is On | 2015 | Hakan Diniz...

Oyun Başlasın | The Game is On | 2015 | Hakan Diniz | TEDxReset

Bir oyun ve oyuncak tasarımcısına söylenen en klişe cümlelerden biri şüphesiz “Sizin meslek çok eğlenceli!” cümlesidir. Tasarımcı Hakan Diniz, bu yaygın algının ardındaki gerçeği ve hayatın her alanına yayılabilecek güçlü bir felsefeyi bizlerle paylaşıyor: Oyun oynamanın gücü.

“Sizin Meslek Çok Eğlenceli”: Bir Tasarımcının Gerçek Hayatı

İnsanlar bir oyuncak tasarımcısının hayatını, jelibondan bir masada oturduğu, pembe tavşan koltuklarda çalıştığı renkli bir dünya olarak hayal edebilir. Ancak gerçek çok daha farklıdır. Diniz, günlerinin ne kadar teknik ve stresli geçtiğini şöyle anlatıyor:

  • Makinalarla ve teknik detaylarla uğraşmak
  • Kalıpçı detayları, maça milimetreleri gibi son derece teknik konular
  • Keskin aletler ve kimyasallarla dolu bir ofis ortamı
  • Müşteri talepleri ve iş yönetimi stresi

Peki, bu kadar zorlu bir işe rağmen, araştırmalar neden tasarımcıların en mutlu meslek gruplarından biri olduğunu gösteriyor? Avukatlık gibi maddi getirisi ve saygınlığı daha yüksek meslekler daha mutsuzken, bu mutluluğun sırrı ne? Diniz’e göre cevap basit: Para saadet getirmiyor, oyun getiriyor.

Mutluluğun Sırrı: Oyun Paradan Neden Daha Önemlidir?

Tasarımcılar, işleri gereği sürekli yaratıcılık ve keşifle meşgul oldukları için aslında mesleklerinin içine oyunu yerleştirmiş durumdalar. Onlar, oyun oynama hürriyeti olan insanlar. Bu teoriyi kanıtlamak için Diniz, çarpıcı bir örnek sunuyor:

  • İş İlanı: “Ağır yük taşıyacak, sakatlanma riskini göze alan eleman aranıyor.” Bu ilana kimse başvurmaz.
  • Oyun Daveti: “Benimle uzun eşek kim oynar?” dediğinde ise salondaki birçok el havaya kalkar.

Halbuki uzun eşek oynamak da ağır yük taşımak ve sakatlanma riski içerir. Bu durum, insanların bir aktiviteyi “iş” olarak değil de “oyun” olarak gördüklerinde, karşılığında para almasalar bile ne kadar istekli olabildiklerini gösterir. Oyunun getirdiği tatmin, maddiyattan daha yüksektir.

Oyun Sadece Çocuk İşi Değil: Hayatın Kayıp Parçası

Yaygın kanının aksine, oyun sadece çocuklara özgü bir aktivite değildir. Psikolog Stuart Brown’a göre oyun, karmaşık beyne sahip tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Konuşmacı, karla kaplı bir çatıda kavanoz kapağıyla kayan bir karganın videosunu göstererek bu tezi destekler. Bir hayvan bile en temel ihtiyaçları (yemek, barınma) dışında oyun oynamaya vakit ayırıyorsa, bu durum oyunun ne kadar temel bir güdü olduğunu kanıtlar.

Peki neden yetişkinler olarak oyundan bu kadar uzaklaştık? Diniz, suçu eğitim sistemine atıyor:

  • Okul hayatı, çocukları ilk kez “oyunsuz” bir dünyaya sokar. 40 dakika ders, 10 dakika teneffüs düzeni, oyunu kısıtlar.
  • Eğitim hayatı ilerledikçe, oyuna ayrılan süre sıfıra iner.
  • Sonuç olarak, “oyun oynamak” ve “çalışmak” kelimelerini zıt anlamlı olarak algılamaya başlarız.

Ancak Stuart Brown’a göre bu büyük bir yanılgıdır. Oyun oynamanın zıttı çalışmak değil, sıkıntıdır. Sıkıntı, sadece insana özgü bir durumdur ve hayattan oyunu çıkardığınızda geriye kalan tek şey depresyon ve sıkıntıdır.

Hayatınıza Oyunu Nasıl Dahil Edebilirsiniz?

Sıkıcı veya monoton bir işiniz olsa bile hayatınıza oyunu dahil etmek mümkündür. Bunun en güzel örneği, bir fabrikada günde 600 kez aynı montajı yapan Rico Medellin’dir. Medellin, işini bir oyuna çevirmiştir:

  • Kendi kendine hedefler koymuş (örneğin, montaj süresini kısaltmak).
  • Yeni teknikler geliştirmiş.
  • Bu sayede, 43 saniyelik işini 27 saniyeye indirmiş ve işini “televizyon seyretmekten daha eğlenceli” bulmuştur.

Diniz, kendi hayatımızda ve iş yerimizde uygulayabileceğimiz basit “oyunlaştırma” metotları sunuyor:

  • Ofiste: Beyin fırtınası seanslarını, fikirlerin kağıtlara yazılıp top yapılarak bir kovaya atıldığı bir basketbol oyununa çevirmek.
  • Günlük Hayatta: Bulaşık yıkamayı veya ev temizliğini iki kişi arasında bir yarış haline getirmek.
  • Çocuklarla: Diş fırçalamayı sevdirmek için ayna karşısında en sevdikleri şarkıyla karaoke yapmak.

Sonuç olarak, hayatı bu kadar ciddiye almamak ve sıkıntıya teslim olmamak bizim elimizde. Formül nettir: Oyunsuzluk eşittir sıkıntı. Çözüm ise oyunu hayata geri getirmektir. Kendinize bir iyilik yapın, oyuncu olun!

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments