Perşembe, Ağustos 28, 2025
REKLAM ALANI
Google search engine
Ana SayfaGenelSanat Şehri Olarak İstanbul | Ali Güreli | TEDxKoçUniversity

Sanat Şehri Olarak İstanbul | Ali Güreli | TEDxKoçUniversity

İstanbul, tarihi ve coğrafi konumuyla her zaman dünyanın merkezlerinden biri olmuştur. Peki, bu eşsiz şehir, sanat alanında da New York ve Londra gibi devlerle yarışabilir mi? Contemporary İstanbul’un kurucusu Ali Güreli, bu soruya coşkulu bir “Evet!” yanıtı veriyor. Gelin, İstanbul’un son yıllardaki sanat yolculuğuna, bu alandaki potansiyeline ve dünyanın en önemli sanat merkezlerinden biri olma yolunda atması gereken adımlara yakından bakalım.

İstanbul: Dünyanın Yeni Sanat Merkezi Olabilir mi?

Ali Güreli, konuşmasına iddialı bir vizyonla başlıyor: İstanbul, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın en önemli üç sanat merkezinden biri olma potansiyeline sahip. Bu sadece bir hayal değil, son yıllarda atılan adımlar ve şehrin dinamikleri bu vizyonu destekler nitelikte.

Sanat, sadece estetik bir zevk unsuru değildir. Sanat;

  • İnsanları ve ülkeleri birbirine yaklaştırır.
  • Kültürel bir diyalog ortamı yaratır.
  • Bir şehrin markalaşmasında ve turizminde kilit rol oynar.

Özellikle içinde bulunduğumuz çalkantılı coğrafyada, sanatın bu birleştirici gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Rakamlarla İstanbul’un Sanat Yolculuğu: Nereden Nereye?

İstanbul’un sanat sahnesindeki yükselişi, somut verilerle de kanıtlanıyor. 2000’lerin başında neredeyse bir “sanat pazarı”ndan bahsetmek mümkün değilken, bugün gelinen nokta oldukça etkileyici.

  • İstanbul Bienali (1987): İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından başlatılan bienal, dünyanın gözünü ilk kez İstanbul’a çeviren en önemli etkinlik oldu.
  • Müzelerin Yükselişi: İstanbul Modern (2004), Sabancı ve Pera Müzeleri’nin (2005) açılması, şehrin sanat altyapısını güçlendiren kritik adımlardı.
  • Contemporary İstanbul’un Büyümesi: 2006’da sadece 12,5 milyon TL değerinde eserin sunulduğu fuar, 2013’te 184 milyon TL’lik bir hacme ulaştı. Yabancı galeri sayısı 9’dan 60’ın üzerine çıktı.
  • Tarihi Satış: 2009’da Burhan Doğançay’ın “Mavi Senfoni” adlı eserinin 1.1 milyon Euro’ya satılması bir milat oldu. Bu satış, yaşayan bir Türk çağdaş sanatçısının da yüksek değerlere ulaşabileceğini göstererek genç sanatçılar için büyük bir umut kapısı araladı.

Gelecek Vizyonu: Yeni Müzeler ve Devletin Rolü

İstanbul’un sanat yolculuğu hız kesmeden devam ediyor. Yakın gelecekte açılacak olan üç büyük müze, şehri bir üst lige taşıyacak:

  1. Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi
  2. Demsa Müzesi (Zaha Hadid tasarımı)
  3. Koç Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi

Müzeler, bir şehrin sanat ekosisteminin kalbidir. Sanat eserleri satın alarak ekonomiyi canlandırır, eğitim merkezleri olarak kültürü besler ve birer turizm mıknatısı olarak şehre değer katarlar.

Ancak bu noktadan sonra özel sektörün çabası tek başına yeterli değil. Devletin de bu sürece destek olması kritik önem taşıyor. Devletin rolü, işin içine karışmak değil, önünü açmaktır. Bu kapsamda yapılması gerekenler:

  • Vergi Düzenlemesi: Sanat eserleri üzerindeki %18’lik KDV, sektörün önündeki en büyük engellerden biridir. Bu oranın düşürülmesi şart.
  • Kurumsal Koleksiyonerliğin Teşviki: Şirketlerin sanat eseri alımlarını vergiden düşebilmeleri sağlanmalı.
  • İhracat Desteği: Sanatın da diğer sektörler gibi yurt dışı tanıtım ve fuar etkinlikleri için devlet teşviklerinden yararlanması gerekir.

Herkes İçin Sanat: Contemporary İstanbul’un Yenilikçi Adımları

Contemporary İstanbul, sadece bir fuar olmanın ötesinde, sanatı daha geniş kitlelere yaymayı ve İstanbul’u uluslararası bir platform haline getirmeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda atılan iki önemli adım öne çıkıyor:

  1. Plugin İstanbul: Teknoloji ile sanatın birleştiği yeni medya, dijital sanat gibi alanlardaki en yenilikçi örnekleri sunan bir bölüm.
  2. CI Editions: Sanatı daha ulaşılabilir kılmak için başlatılan bir girişim. Ünlü sanatçıların sınırlı sayıda üretilmiş “edisyon” eserleri, çok daha makul fiyatlarla (500 TL’den başlayan) sanatseverlerle buluşturuluyor. Bu, özellikle gençlerin ve yeni koleksiyonerlerin sanat eseri sahibi olmasının önünü açan devrimci bir adımdır.

Sonuç olarak, Ali Güreli’nin de kuvvetle inandığı gibi, tüm bu gelişmeler bir araya geldiğinde İstanbul’un potansiyeli ortaya çıkıyor. Sanatı sevmek, desteklemek ve bu heyecanın bir parçası olmak, şehrimizin geleceğine yapacağımız en değerli yatırımlardan biridir.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments