Çoğumuzun hayatı belirli bir döngü içinde geçer: iş, aile, arkadaşlar ve belki hafta sonları bir alışveriş merkezi ziyareti. Bu rutin, zamanla sıkıcı bir kutuya dönüşebilir. Peki, bu kutunun dışına nasıl çıkılır ve hayatımıza nasıl renk katabiliriz? Gelin, Osman’ın ilham veren hikayesiyle sıra dışı olmanın ve yaratıcılığın kapılarını aralayalım.
Konfor Alanından Çıkış: Osman’ın Hikayesi
Osman, hepimiz gibi hayatı dört duvar arasında sıkışmış hisseden sıradan bir insandı. Hayatı iş, aile, arkadaşlar ve AVM’ler arasında geçiyordu. Ancak bir gün bu döngüyü kırmaya karar verdi ve bir fotoğrafçılık kursuna yazıldı. Bu küçük adım, hayatında devasa bir değişim başlattı.
- Yeni Ufuklar: Fotoğraf kursu sayesinde daha önce hiç görmediği tarihi ve doğal güzellikleri keşfetmeye başladı.
- Yeni Hikayeler: Gördüğü yerleri ve yaşadıklarını çevresine anlatarak daha renkli ve ilgi çekici bir insana dönüştü.
- Yeni Fırsatlar: Kursta tanıştığı arkadaşı Ömer sayesinde bir patronun yelkenlisiyle Boğaz’da gezme fırsatı buldu. Bu tanışıklık, her hafta sonu devam eden bir dostluğa ve yelken tutkusuna dönüştü.
Osman, bir tutkunun peşinden gitmenin hayatı nasıl zenginleştirdiğini fark etti. Fotoğrafçılıkla başlayan macera, onu yelken kursuna, oradan da Atlantik’i geçecek bir teknede tayfa olmaya kadar götürdü. Bu macera dolu yolculuk, onun için bir dönüm noktası oldu.
Tutkuyu Kariyere Dönüştürmek
Cebelitarık’a uzanan yelken macerasından sonra Osman için ofisteki masa başı işine dönmek artık çok zordu. İçindeki tutkuyu bir kariyere dönüştürmek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu. İşte burada, eşinin akıllıca tavsiyesi devreye girdi ve her şey değişti.
- İlk Adım: Lüks arabalarını satıp parasıyla bir yelkenli aldılar.
- Fırsatı Değerlendirme: Hafta sonları patronunu kendi teknesinde gezdirmeye başladı ve patronuyla daha önce kuramadığı bir bağ kurdu.
- Akıllı Ticaret: Patronu tekneye aşık olunca, aldığı fiyatın iki katına tekneyi ona sattı.
- İşi Büyütme: Elde ettiği karla üç küçük tekne alıp restore ettiler ve onları da satarak kendi işlerini kurdular.
Başlangıçta sıkıcı bir hayatı olan Osman, konfor alanının dışına attığı tek bir adımla kendi işinin sahibi, patronlarla dostluk kuran, dünyayı gezen kültürlü bir insana dönüştü.
Yaratıcılığın Sırrı: Sıra Dışı Bağlantılar Kurmak
Peki, tüm bu değişimi sağlayan yaratıcılık nedir? Konuşmacıya göre yaratıcılığın Türkçe karşılığı **”bağlamak”**tır. Akıllı insan, daha önce bir araya getirilmemiş şeyler arasında bağlantı kurabilen insandır.
- Çocuğa Kitap Okutma Yöntemi: Harçlığını kütüphanedeki kitaplardan birinin arasına saklayan baba, çocuğunun para ararken farkında olmadan kitap okumaya başlamasını sağlar.
- Rekabette Zeka: Rakiplerinin şifreli kelimelerini kendi ekranında yayınlayan yeni TV kanalı, hiç para harcamadan tüm izleyiciyi kendine çeker.
- Pratik Çözümler: Japonların icat ettiği püsküllü bebek tulumu, bebek emeklerken yerleri de temizler. Böylece kariyer ve çocuk yapma ikilemi ortadan kalkar!
Yaratıcı olmak için daha önce yapılmamış, sıra dışı bir bağlantı kurmanız yeterlidir. Bir orkestraya şişe dahil etmek normalde aklımıza gelmez ama Arto Tunçboyacıyan şişelerle muhteşem konserler verebiliyor.
Sıradanlıktan Sıra Üstüne Yolculuk
Toplumda dört farklı insan kategorisi vardır:
- Sıra Altı: Normalin altında, düşünmeden, sadece talimatla hareket edenler.
- Sıra İçi (Sıradan): Çoğumuzun dahil olduğu, sorgulamayan, mevcut düzeni olduğu gibi kabul edenler. Neden üniversitenin 4 yıl olduğunu veya yangın kovası sayısının neden 6 olduğunu hiç düşünmeyiz.
- Sıra Dışı: Sorgulayan, hayallerinin peşinden giden, deneyen, keşfeden ve sürekli yeni bağlantılar kuran insanlar.
- Sıra Üstü: Dünyayı değiştiren ürün ve hizmetler sunanlar (Facebook, Apple kurucuları gibi). Bu insanlar, sıra dışı olanların arasından çıkar.
Sonuç olarak, hayatımızı zenginleştirmek ve sıradanlıktan kurtulmak bizim elimizde. Marifet; denemediğini denemek, gitmediğin yere gitmek, yemediğini yemek ve sürekli öğrenmektir. Ne zaman hareket etmeye, öğrenmeye ve keşfetmeye başlarsak, toplumun bizi takip ettiğini görürüz. Öğrenmeyi bıraktığımız an ise tekrar toplumun kuyruğuna takılırız.