Çarşamba, Ağustos 27, 2025
REKLAM ALANI
Google search engine
Ana SayfaGenelGelenek ve Modernite Arasında Bir Bağlama: Aşk Varsa, Her Değişim Güzeldir

Gelenek ve Modernite Arasında Bir Bağlama: Aşk Varsa, Her Değişim Güzeldir

Anadolu’nun 3000 yıllık kadim çalgısı bağlama, modern zamanlarda yaşayan genç bir müzisyenin elinde nasıl bir dönüşüm geçirir? Bağlama virtüözü Erdem Şimşek, kendi ailesinin bağlamayla olan “tatlı kavgasını” anlatarak, gelenek ve yenilik arasındaki o hassas dengeyi nasıl kurduğunu paylaşıyor. Hikayenin sonunda anlıyoruz ki, değişimin sınırı kurallar değil, samimiyettir.

Dedemin Bağlaması: Kuşaklar Boyu Süren Tatlı Bir “Saz Kavgası”

Erdem Şimşek’in dedesi Aşık Süleyman Koçak, bağlamayı sadece bir çalgı olarak değil, ibadetinin bir parçası, Tanrı’ya ulaşmanın bir yolu olarak gören bir Alevi zakiriydi. Ancak 1960’larda kentleşmeyle birlikte ailenin bağlamayla olan ilişkisi de değişmeye başladı. Şimşek, bu değişimi esprili bir dille anlatıyor:

  • İlk Adım: Dayısı, dedesinin 12 perdeli geleneksel bağlamasını alıp 52 perdeli bir enstrümana çevirir. Dedesi sinirlenir ama alışır.
  • İkinci Adım: Aynı dayı, durmaz ve başka bir bağlamayı elektro bağlamaya çevirir. Dedesi yine şok olur ama kabullenir.
  • Üçüncü Adım: 1980’lerde popüler olan kısa sap akımına uyan dayısı, dedesinin bir bağlamasının daha sapını kestirir.
  • Son Nokta: Yıllar sonra Erdem Şimşek, dedesinden bir sazını isteyip “Dede ben bunu perdesiz bağlama yapacağım,” dediğinde dedesi isyan eder:

“Bırakın şu benim sazımı artık! Biriniz perde kesersiniz, biriniz perde takarsınız, biriniz sapı uzatırsınız, biriniz sapı kesersiniz, biriniz elektrik verirsiniz. Bırakın!”

Bu komik aile hikayesi, aslında geleneksel bir sanatı icra eden modern sanatçıların yaşadığı içsel çatışmanın mükemmel bir özetidir.

Gelenek ve Yenilik Arasındaki Genç Müzisyen

Genç müzisyenler bir yol ayrımındadır. Bir yanda geleneksel müziğin o görkemli ve ağır mirası, diğer yanda ise yenilik arayışının heyecanı ve hevesi onları çeker. Bu iki güç arasında denge kurmak, sanatçının en büyük mücadelesidir. Erdem Şimşek de bu çatışmayı kendi içinde yaşayarak yeni yollar arar. Bu arayışın bir sonucu olarak, standart üç telli bağlamaya yeni bir tel ekleyerek “Dört Telli Bağlama” için yeni bir düzen tasarlar.

Değişimin Sınırı Nerede? Cevap: “Yürekte Aşk Olacak”

Peki, bu değişimin, bu yeniliğin bir sınırı olmalı mı? Ölçütü ne olmalı? Erdem Şimşek, bu sorunun cevabını yine dedesinin bir sözünde bulur:

“Benim bu sazı çalanın yüreğinde aşk olacak.”

İşte kilit nokta budur. Kurallar, teknikler veya gelenekler değil; samimiyet ve aşk. Şimşek, “Ben bu saza aşkla dokunuyorum ve aşkla dokunduğum bu sazdan çıkan her tınının da samimi olduğuna inanıyorum,” diyor. Eğer yapılan işin içinde sevgi ve samimiyet varsa, o yenilik geleneğe bir ihanet değil, onun zenginleşerek devam etmesidir.

Dedesi bugün yaşasaydı, muhtemelen önce bir kızar ama sonra torununun aşkla çaldığı yeni besteleri tekrar tekrar dinlemek isterdi. Çünkü aslolan, sazın teli veya perdesi değil, ona dokunan yürektir.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments