Hayatınızda bir iz bırakmak, bir kişinin hayatına dokunmak ne anlama gelir? Belki de asıl mesele, başkalarının hayatına dokunmaya çalışırken kendi içimizdeki potansiyeli, o sihirli “cin”i keşfetmektir. Bu yolculuk, çoğu zaman çocukluk hayalleriyle başlar ve cesur adımlarla şekillenir.
Hayallerin Gücü ve İlk Adımlar
Her şey, “Hayal kurmak, insanın kendini keşfetmesidir” felsefesiyle başlar. Dünyayı değiştiren insanlar, bir zamanlar “çılgın hayaller” kuran ve bu yüzden deli muamelesi gören kişilerdi.
Benim hikayem, dedemin eski, cızırtılı radyosuyla başladı. 6-7 yaşlarındayken, o radyonun kanallarında gezinirken çıkan garip seslerin uzaylılardan geldiğini hayal ederdim. Yıllar sonra FM radyo çıktığında ise teknoloji, patika yoldan otobana geçmek gibiydi. Sadece ses kalitesi için saatlerce klasik müzik dinlerdim.
13-14 yaşlarındayken küçük bir verici ve mikrofonla kendi kendime yayın yapmaya başladım. Sonra komşuların radyolarını ayarlayarak 5 kişilik dinleyici kitleme ulaştım. Bu küçük başlangıç, bana hayattaki en önemli derslerden birini verdi: Her ne yapıyorsak yapalım, o an, o işi ciddiye alalım. Yaptığınız işi severek ve ciddiyetle yaparsanız, eninde sonunda fark edilirsiniz.
Cüret Etmek: Bilerek ve Bilmeyerek Atılan Adımlar
Hayatta bazen neyi yapıp neyi yapamayacağımızı bilmeden cüretkar adımlar atarız. Bu adımların bazıları komik anılara, bazıları ise hayat değiştiren dönüm noktalarına dönüşebilir.
- Askerdeki Bateri Macerası: Askerde sıcaktan bunalmışken “Aranızda müzisyen var mı?” sorusuna düşünmeden elimi kaldırdım ve “Bateri çalıyorum” dedim. Hayatımda elime baget almamıştım. Baterinin başına oturduğumda tek yapabildiğim dua etmekti. Sonuç felaketti ama bana 15 gün kazandırdı. Bu, bilgisizce yapılmış bir cüretti.
- İstanbul’daki Radyo Mücadelesi: İstanbul’a radyocu olma hayaliyle geldim ama bir türlü radyo müdürüyle görüşemedim. Sonunda adamın karşısına çıktığımda ve “Bu benim için ölüm kalım meselesi” dediğimde, aslında ne kadar kararlı olduğumu ve bu işi ne kadar iyi bildiğimi gösteriyordum. Bu, bilgiye dayalı bir cüretti.
Buradan çıkarılacak ders şudur: Kendinize karşı dürüst olun. Bizden ne olur? Neyi gerçekten iyi yapabiliriz? Bilmediğiniz bir alanda atacağınız cüretkar bir adım, sizi felakete sürükleyebilir. Ama ne istediğinizi ve neyi yapabileceğinizi biliyorsanız, o zaman cesaretle adım atmaktan korkmayın.
Başarıya Giden Yol: Azim, Fırsat ve Farkındalık
İstanbul’da radyoculuğa başladığımda hayalim Süper FM’di. Ancak kendimi bir anda yolgeçen hanına dönmüş City FM’de buldum. Pes etmedim. Gözümü, o dönem kimsenin pek önemsemediği ama halkın dinlediği Kral FM’e diktim.
- Boşlukları Doldurmak: Diğer programcıların izin günlerinde onların yerine yayın yaparak başladım. Bir süre sonra sabah, akşam, gece her saatte benim sesim duyuluyordu. Kimsenin istemediği sabah yayınını üstlendim.
- Zirveye Ulaşmak: 5 yılın sonunda, yapılan ilk araştırmalarda “Mehmet’in Gezegeni” Türkiye’nin en çok dinlenen programları arasına girmişti. Büyük hedeflere küçük adımlarla gidilir.
Bu süreçte öğrendiğim bir diğer önemli şey ise kimseyi küçümsememektir. En değerli fikirler, en kıymetli öneriler, size en küçümsediğiniz insanlardan gelebilir. Evren size mesajını bir çaycıyla, bir güvenlikle veya yeni tanıştığınız biriyle gönderebilir. Gözünüz ve kulağınız daima açık olsun.
İçinizdeki Cini Serbest Bırakın
Çocukken, içinden cin çıkacak bir lamba aradım. O cinden üç dilekte bulunacaktım. Lambayı ne kadar ovsam da o cin hiç çıkmadı. Yıllar sonra anladım ki, o cin aslında lambanın içinde değil, benim içimdeydi.
Her birimizin içinde potansiyelini serbest bırakmayı bekleyen bir cin var. O cini serbest bırakın, karşınıza alın ve sorun: “Dile benden ne dilersen.” Cevapları yine kendinizde bulacaksınız.
