Ekonomik krizlerin konuşulduğu, belirsizliklerin hakim olduğu dönemlerde birçok sektör zorlanırken, gayrimenkul danışmanlığı şaşırtıcı bir potansiyel barındırır. Peki, bu işi klasik bir işletmeden ayıran nedir? Kriz olarak adlandırılan dönemler, gayrimenkul danışmanları için gerçekten bir tehdit mi, yoksa bir fırsat mı? Başarılı eğitmen Ulvi Kocailik, bu sorulara çarpıcı cevaplar veriyor ve başarının sırrının doğru bakış açısında yattığını vurguluyor.
Klasik İşletme vs. Gayrimenkul Danışmanlığı: Muazzam Potansiyel Farkı
Geleneksel bir işletmeyi düşündüğünüzde aklınıza ne gelir? Binalar, ofisler, yüzlerce çalışan, arabalar, depolar, hammaddeler… Kısacası devasa bir operasyon ve maliyet. Peki, bir gayrimenkul danışmanının organizasyonu nedir? Kendisi, bir asistan, bir bilgisayar, bir araba ve bir telefon.
Bu iki yapı arasındaki en büyük fark, potansiyel ve özgürlüktür. Kocailik’in yaptığı hesaba göre:
- %100 Kulüp seviyesindeki bir danışman, aslında yıllık 1 milyon dolar ciro yapan 10-15 kişilik bir KOBİ ile aynı geliri elde eder.
- Platinum Kulüp’teki bir danışman, 2,5 milyon dolar cirolu bir şirkete denktir.
- Chairman’s Club seviyesi, 5 milyon dolarlık bir şirketin sonucunu alır.
- Diamond Club ise 10 milyon dolarlık bir şirket demektir!
Bu karşılaştırma, gayrimenkul danışmanlığının ne kadar az yatırımla ne kadar yüksek bir kazanç potansiyeli sunduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. “Altın madeninin üstünde oturuyoruz aslında biz,” diyor Kocailik.
Kriz mi, Fırsat mı? Bu Kriz Bizim Krizimiz Değil!
Piyasalarda “kriz” kelimesi dolaşmaya başladığında, birçok kişi paniğe kapılır. Ancak rakamlar, gayrimenkul sektörü için farklı bir hikaye anlatıyor. Türkiye’de tapu işlem sayıları, en kötü ekonomik dönemlerde bile en iyi dönemlere kıyasla dramatik bir düşüş yaşamıyor. Örneğin, kriz döneminde 937 bin olan işlem sayısı, piyasanın en iyi olduğu dönemde 1.3 milyon oluyor. Aradaki fark sadece %32. Yani, “Türkiye en kötü anında bile üç tapudan ikisini yapmaya devam ediyor.”
Peki, kriz nerede? Kriz, aslında medyanın ve çevrenin yarattığı olumsuz atmosferin bir sonucu olarak insanların zihninde. Gayrimenkul danışmanları olarak şanslısınız, çünkü:
- Maaş ödeme derdiniz yok.
- Deponuzda bekleyen bir stoğunuz yok.
- Dönen çekiniz, senediniz yok.
- İşten çıkarılma korkunuz yok.
Unutmayın, bu kriz başkasının krizi, sizin değil!
Sofradan Kim Pay Alır? Kaşığı Olan Kazanır!
Ulvi Kocailik, bu dönemi dumanı tüten bir pilav sofrasına benzetiyor. Bu pilavı kim yer? Aç olan ve en önemlisi kaşığı olan yer. Peki, gayrimenkul sektöründe “kaşığı olmak” ne anlama geliyor?
- Uzmanlık Bölgesi Bilgisi: Bölgenize hakim olmak.
- Tanınırlık: Zor durumdaki mal sahiplerinin “Benim malımı kim satar?” diye düşündüğünde aklına sizin gelmeniz.
- Alıcı Veritabanı: Hazırda alıcılarınızın olması.
- Pazarlama Deneyimi: Bir mülkü nasıl pazarlayacağınızı bilmeniz.
- Eğitim: Sektörle ilgili gerekli eğitimleri almış olmanız.
Eğer bu özelliklere sahipseniz, yani kaşığınız varsa, bu dönemde satıcıların en çok size ihtiyacı var. Ofisten çıkın, kendinizi gösterin ve onlara şunu söyleyin: “Kriz yok arkadaşlar, sadece doğru fiyat var. Doğru fiyatlı mal mutlaka satılacaktır.”




